انتقل إلى وضع عدم الاتصال باستخدام تطبيق Player FM !
#76 - KIBRIS KAHRAMANLARI : Bereketçiler ve Mukavemetçiler
Manage episode 320222790 series 3266146
KIBRIS KAHRAMANLARI : Bereketçiler ve Mukavemetçiler
Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/NYEVNiLWvdE
13 Şubat Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kuruluşunun 47. yıldönümü.
Ne badirelerden geçti Kıbrıs! Ve ‘Kıbrıslı Türkler nasıl bir direnişin kahramanıdır’ genç kardeşlerimle bir kez daha paylaşmak isterim.
Kıbrıs Türklerine bir cumhuriyet armağan eden bereketçilerin ve
mukavemetçilerin lideriydi Rauf Denktaş. Onlar kimler miydi?
Anlatalım…
Ada İngiliz sömürgesiydi. İngiliz baskısı ve kanlı operasyonları halkı inletiyordu. Önce Rumlar silahlandı. 1955’de ada halkı ayaklandı ve İngilizler geleneksel İngiliz anahtarını devreye soktu.
Neydi o?
Böl ve yönet!
O güne kadar sorunsuz yaşayan iki halk düşman edildi.
Türklerde ‘taksim’, Rumlarda ‘enosis’ düşüncesi yerleşti!
Yunanistan Kıbrıs’a tanklar toplar yığdı. Köylerde kıyım başladı…
Türkler köylerden göç etmeye zorlandı. Ada her gün ölümlere sahne oldu. İşte bereketçiler böyle bir ortamda doğdu! ‘Bereketçi’ Vehbi Mahmutoğlu’yla bir Kıbrıs seyahatimde tanıştım. Köylerini nöbetleşe beklemeye başlamışlardı. Koca köyde tek bir tabanca bir de av tüfeği vardı. Rum askeri enselerindeydi. Silah lazımdı, getirmek kolay değildi.
Hiç unutmuyorum şöyle demişti:
“İngiliz bizi yakalasa idam edilirdik. Rum yakalasa kurşuna dizerdi.”
1958 Ağustos’unda “Türk Mukavemet Teşkilatı” kuruldu. Dr. Fazıl Küçük ile birlikte Rauf Denktaş teşkilatın başındaydı.
Silah lazımdı, kayık lazımdı, silah sevkiyatı için Türkiye kıyılarına ulaşmak şarttı. Küçücük sandallarla 24 saatte Türk kıyılarına ulaşmışlardı. Anamur, Tarsus, Taşucu’ndan bereket yani ‘silah’ bulup geri dönüyorlardı.
Türkiye kıyılarına vardıklarında da her şey kolayca hallolmuyordu. Yakalanıp soruşturmaya alınıyorlar, kim olduklarını ispatlamak için günlerce uğraşıyorlardı. Geri dönerken İngiliz sahil botlarına yakalanmamak için motoru durdurup saatlerce kürek çekerek kutsal emanetlerini çanak denilen evlere ulaştırıyorlardı.
Eski tüfek Kıbrıslılar bereketçiliği bana şöyle anlatmışlardı:
“Getirdiğimiz silahlar gömülürdü. Onlar bereketti! Getirene de “bereketçi” denirdi.” Anlattığı ikinci bir kurtuluş savaşı destanıydı.
Banu AVAR
113 حلقات
Manage episode 320222790 series 3266146
KIBRIS KAHRAMANLARI : Bereketçiler ve Mukavemetçiler
Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/NYEVNiLWvdE
13 Şubat Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kuruluşunun 47. yıldönümü.
Ne badirelerden geçti Kıbrıs! Ve ‘Kıbrıslı Türkler nasıl bir direnişin kahramanıdır’ genç kardeşlerimle bir kez daha paylaşmak isterim.
Kıbrıs Türklerine bir cumhuriyet armağan eden bereketçilerin ve
mukavemetçilerin lideriydi Rauf Denktaş. Onlar kimler miydi?
Anlatalım…
Ada İngiliz sömürgesiydi. İngiliz baskısı ve kanlı operasyonları halkı inletiyordu. Önce Rumlar silahlandı. 1955’de ada halkı ayaklandı ve İngilizler geleneksel İngiliz anahtarını devreye soktu.
Neydi o?
Böl ve yönet!
O güne kadar sorunsuz yaşayan iki halk düşman edildi.
Türklerde ‘taksim’, Rumlarda ‘enosis’ düşüncesi yerleşti!
Yunanistan Kıbrıs’a tanklar toplar yığdı. Köylerde kıyım başladı…
Türkler köylerden göç etmeye zorlandı. Ada her gün ölümlere sahne oldu. İşte bereketçiler böyle bir ortamda doğdu! ‘Bereketçi’ Vehbi Mahmutoğlu’yla bir Kıbrıs seyahatimde tanıştım. Köylerini nöbetleşe beklemeye başlamışlardı. Koca köyde tek bir tabanca bir de av tüfeği vardı. Rum askeri enselerindeydi. Silah lazımdı, getirmek kolay değildi.
Hiç unutmuyorum şöyle demişti:
“İngiliz bizi yakalasa idam edilirdik. Rum yakalasa kurşuna dizerdi.”
1958 Ağustos’unda “Türk Mukavemet Teşkilatı” kuruldu. Dr. Fazıl Küçük ile birlikte Rauf Denktaş teşkilatın başındaydı.
Silah lazımdı, kayık lazımdı, silah sevkiyatı için Türkiye kıyılarına ulaşmak şarttı. Küçücük sandallarla 24 saatte Türk kıyılarına ulaşmışlardı. Anamur, Tarsus, Taşucu’ndan bereket yani ‘silah’ bulup geri dönüyorlardı.
Türkiye kıyılarına vardıklarında da her şey kolayca hallolmuyordu. Yakalanıp soruşturmaya alınıyorlar, kim olduklarını ispatlamak için günlerce uğraşıyorlardı. Geri dönerken İngiliz sahil botlarına yakalanmamak için motoru durdurup saatlerce kürek çekerek kutsal emanetlerini çanak denilen evlere ulaştırıyorlardı.
Eski tüfek Kıbrıslılar bereketçiliği bana şöyle anlatmışlardı:
“Getirdiğimiz silahlar gömülürdü. Onlar bereketti! Getirene de “bereketçi” denirdi.” Anlattığı ikinci bir kurtuluş savaşı destanıydı.
Banu AVAR
113 حلقات
كل الحلقات
×مرحبًا بك في مشغل أف ام!
يقوم برنامج مشغل أف أم بمسح الويب للحصول على بودكاست عالية الجودة لتستمتع بها الآن. إنه أفضل تطبيق بودكاست ويعمل على أجهزة اندرويد والأيفون والويب. قم بالتسجيل لمزامنة الاشتراكات عبر الأجهزة.